Çağımızın Hastalığı - Mutsuzluk

Bu konuyu anlatırken herhangi bir bilimsel çalışmadan veya bir araştırma sonucu edinilen bilgiden yararlanmadan sadece kişisel fikirlerimden yola çıkarak yazacağım.



Çalıştığım firmada piyasa durumundan dolayı genel bir şikayet ve bu şikayetin getirdiği büyük bir mutsuzluk var. Gün içinde sıklıkla trafiğe çıkıyorum ve İstanbul trafiğine giriyorum. En ufak bir yanlış hamlede arkadaki adam basıyor kalayı. Trafik kurallarına zaten uyan yok. Bir gün dikkatimi çekti inceledim de kimsenin yüzü gülmüyor. Bir an önce herkes elindeki işi bitirip, rahat etmeyi planlıyor. Fakat öylede olmuyor.

Arkadaşlarımda bilakis öyle. Kimisi çok yakın arkadaşına darılmış, kimisi işten bunalmış gün yüzü göremiyor, kendine vakit ayıramıyor. En ufak bir negatif olayda hemen küfür patlatıyor.



Ben mi ? Benlik bir konu yok. Bilinçli olduğumu düşünüyorum. Hemen olayı sorgulamaya başlıyorum. Trafikte kimseyi takmıyorum. İş yerinde işimi yapabildiğim kadarıyla yapıyorum, yaşanan olaylara bakmamaya çalışıyorum. Uzak tutmaya çalışıyorum kendimi. Eğer uzak tutmazsam, bende sinirli tip havasına bürünüyorum. Açıkçası sürekli sinirleniyorum ama her sinirlendiğimde aklıma "Farkına var, farkına var olum... Hadii.." gibi cümleler geliyor. "Ha doğru, tamam aga." deyip kendimi sakinleştirmeye çalışıyorum. Ülkemizdeki olaylara alışmadım. Alışmayacağım da. Her gün sinirimi tepeme çıkaracak haberlerle karşılaşıyorum. Aklıma geldikçe fıttırıyorum. Fakat olabildiğince (gerektiği kadar) kendimi uzak tutmaya çalışıyorum.

Bunu ben genel olarak "çağ" olarak nitelendirdim. Çünkü sadece ülkemizde veya sadece bir bölgede olan bir durum değil bu. Yelpaze baya geniş anasını satayım.. Ancak ben ülkemizi ele alacağım izninizle.

Her işe geldiğimde dolar ve euro kurlarını defterime not ediyorum. Bugün ki kurlar şöyle : 

Dolar : 3.5255
Euro : 3.7166
Tarih : 02.01.2016
Kaynak : Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası

Sonrasında satış müdürümden ses geliyor "Yine değişme yok. Allah yardımcımız olsun" diye.

Aslında satış müdürüm.


Demek istediğim, artık herkes sınırlarına ulaştı. Kimsenin tahammülü kalmadı. Patlamaya hazır bomba gibiyiz. Bir kıvılcım yetiyor. Bana göre en kötüsü ise farkında olamamak. Fakat şöyle de bir durum var ki, bundan daha da kötüsü farkında olup yine aynı şekilde devam etmektir diyebilirim.

Açıkçası makalemin içeriğini istediğim gibi dolduramadım. En azından beni çok fazla tatmin etmedi. Sanırsam yazı yazma konusunda yeni olduğumdan dolayı bu eksikliğim. Defalarca kez silip baştan yazdım ancak en iyisi bu oldu. İnşallah zamanınızı boşa harcadığınızı düşünmemişsinizdir. Küçücük bir farkındalık kazandırmışsam bile ne mutlu bana.

Değerli vaktinizi ayırıp okuduğunuz için teşekkür ederim. Bir sonraki yazımda görüşmek üzere. Bu konunun bir devam makalesi ileride gelebilir, emin değilim. Sağlıcakla kalın efenim.

Paylaşmak İster MİSİN ?

İLGİNİZİ ÇekebİLİr

SONRAKİ
« Prev Post
Öncekİ
Next Post »